Düşünceler kimi vakit bir gelirler tekrar gitmek bilmezler. Bizi o denli bir rahatsız ederler ki ne uyku kalır ne gün içerinde yaşadığımız şeylerin değeri. Kendimizi fikirlerin içerisinde kaybolmuş bir biçimde buluruz ve bu labirentin içerisinde bir sağa bir sola gideriz, bir türlü çıkışı bulamayız.
Sen de bu türlü düşünüyorsan ortamıza güzel geldin
Düşünceler etrafımızı sardığında ne yapmamız gerekiyor, bunlardan nasıl kurtuluruz vb. soruları sen de soruyorsan bu yazı tam senlik
Öncelikli olarak Osho’nun şu kusursuz kelamıyla başlamak istiyorum: ‘Bulutlar gelir ve sarfiyat. Gökyüzü baki kalır.’
Osho’nun kelamından ilerleyecek olursam fikirlerimiz tıpkı gökyüzündeki bulutlar üzeredirler. Gelirler; bir müddet bizi rahatsız ederler, uykusuz bırakırlar, ne yediğimizden anlarız ne içtiğimizden… İşin hoş yanı ise tıpkı bulutlar üzere yenidendan geri sarfiyatlar. Haydi gelin artık de diğer bir pencereden bakalım. Bizler gökyüzündeki bulutları seyretsek de seyretmesek de hareket ederler, ilerler ve sarfiyatlar. Kanılarımız için de birebiri geçerli; biz uğrayan fikirlerimizi sorgulasak da sorgulamasak da yargılasak da yargılamasak da bir süre daha sonra masraflar. Öncelikli olarak yapacağımız ilk şey bunun farkındalığı içerisinde olmak. Yani aklımıza gelen düşünceyi yargılamadan, sorgulamadan yalnızca gidişini seyretmek. Bulutlar da o denli değil mi? Yalnızca gidişlerini seyrettiğimizde olağan bir biçimde ilerler lakin bulutu bir şeylere benzetirsek o bulut bizde kalmaya devam eder. Kanılara ne kadar epeyce benziyor.
Osho’nun kelamından devam edelim. Ne diyordu; ‘Bulutlar gelir ve sarfiyat. Gökyüzü baki kalır.’ Artık de gökyüzü tarafına odaklanalım. Gökyüzü büsbütün biziz. Yani sen bir gökyüzüsün. Buluttan çok gökyüzünü seyret, gökyüzüne kısım, gökyüzüne ehemmiyet ver. Yani sen kendini teşhis, kendinin farkına var. Olumlu kişilik özelliklerini birer birer say, bunun için etrafındaki insanlardan yardım isteyebilirsin. Geçmişteki bireyler, ilkokul öğretmenin, lisedeki öğretmenlerin, çocukluk arkadaşların, komşuların vs. senin için olumlu özellikler olarak neler söylerlerdi. Birinci etapta aklına gelmeyebilir. Şöyle bir yaslan geriye, evvel bu bireyler kimlerdi onu hatırla, neredeydiniz ve neler söylemiş olduler? Bunların notunu al. Pekala ya sen kendin için neler söylüyorsun?
Tüm bunların yanında nefes idmanını yapmıyorsan nefes antrenmanına başla. birebir vakitte ‘Mindfulness’a başlayabilirsin.
Bir teklifim daha olacak. O da profesyonel bir dayanak almak. Bir ruh sıhhati uzmanından randevu alıp psikoterapi hizmeti alabilirsin.
Sen de bu türlü düşünüyorsan ortamıza güzel geldin
Düşünceler etrafımızı sardığında ne yapmamız gerekiyor, bunlardan nasıl kurtuluruz vb. soruları sen de soruyorsan bu yazı tam senlik
Öncelikli olarak Osho’nun şu kusursuz kelamıyla başlamak istiyorum: ‘Bulutlar gelir ve sarfiyat. Gökyüzü baki kalır.’
Osho’nun kelamından ilerleyecek olursam fikirlerimiz tıpkı gökyüzündeki bulutlar üzeredirler. Gelirler; bir müddet bizi rahatsız ederler, uykusuz bırakırlar, ne yediğimizden anlarız ne içtiğimizden… İşin hoş yanı ise tıpkı bulutlar üzere yenidendan geri sarfiyatlar. Haydi gelin artık de diğer bir pencereden bakalım. Bizler gökyüzündeki bulutları seyretsek de seyretmesek de hareket ederler, ilerler ve sarfiyatlar. Kanılarımız için de birebiri geçerli; biz uğrayan fikirlerimizi sorgulasak da sorgulamasak da yargılasak da yargılamasak da bir süre daha sonra masraflar. Öncelikli olarak yapacağımız ilk şey bunun farkındalığı içerisinde olmak. Yani aklımıza gelen düşünceyi yargılamadan, sorgulamadan yalnızca gidişini seyretmek. Bulutlar da o denli değil mi? Yalnızca gidişlerini seyrettiğimizde olağan bir biçimde ilerler lakin bulutu bir şeylere benzetirsek o bulut bizde kalmaya devam eder. Kanılara ne kadar epeyce benziyor.
Osho’nun kelamından devam edelim. Ne diyordu; ‘Bulutlar gelir ve sarfiyat. Gökyüzü baki kalır.’ Artık de gökyüzü tarafına odaklanalım. Gökyüzü büsbütün biziz. Yani sen bir gökyüzüsün. Buluttan çok gökyüzünü seyret, gökyüzüne kısım, gökyüzüne ehemmiyet ver. Yani sen kendini teşhis, kendinin farkına var. Olumlu kişilik özelliklerini birer birer say, bunun için etrafındaki insanlardan yardım isteyebilirsin. Geçmişteki bireyler, ilkokul öğretmenin, lisedeki öğretmenlerin, çocukluk arkadaşların, komşuların vs. senin için olumlu özellikler olarak neler söylerlerdi. Birinci etapta aklına gelmeyebilir. Şöyle bir yaslan geriye, evvel bu bireyler kimlerdi onu hatırla, neredeydiniz ve neler söylemiş olduler? Bunların notunu al. Pekala ya sen kendin için neler söylüyorsun?
Tüm bunların yanında nefes idmanını yapmıyorsan nefes antrenmanına başla. birebir vakitte ‘Mindfulness’a başlayabilirsin.
Bir teklifim daha olacak. O da profesyonel bir dayanak almak. Bir ruh sıhhati uzmanından randevu alıp psikoterapi hizmeti alabilirsin.