semaver
New member
Dürüstlük ve inancın, tıpkı insan ilgilerinde kıymetli olduğu üzere iş dünyasında da büyük bir değere sahip olduğu bir gerçek lakin ne yazık ki büyük şirketler kimi vakit bu yolu tercih etmeyebiliyor.
Sektör fark etmeksizin birfazlaca dünya devi şirketin; kazanç elde etmek uğruna söylemiş olduği palavralar, çarpıttığı gerçekler ve sakladığı doğrular vakit zaman büyük skandallar yaratabiliyor.
İşte büyük palavraları ortaya çıkan markalar:
Eğer söylenen palavraları sıralayacak olursak elbet en başta 2014 yılında yaşanan Volkswagen emisyon skandalı gelir. Milletlerarası Etraf Vakfı tarafında yapılan araştırmada, Volkswagen kümesine ilişkin olan Volkswagen ve Audi marka dizel araçlardaki emisyon bedelinin olduğundan fazlaca daha düşük gösterildiği ortaya çıktı.
Gerçek emisyon bedeli ise yasal sonun tam 40 katıydı! Otomotiv sanayisinde yaşanan en büyük skandal olmaya aday bu olayın akabinde Volkswagen dünya genelinde 11 milyon, Türkiye’de ise 324.000 dizel aracı geri çağırdı.
Sosyal medyaya olan itimadımızı derinden sarsan bir olay: Facebook ve Cambridge Analytica Skandalı
Sizce toplumsal medya algoritmaları kişiyi kendinden daha uygun tanıyor olabilir mi? Tahminen de toplumsal medya kullanıcılarının inancını derinden sarsan Facebook ve Cambridge Analytica skandalı, bize bu sorunun yanıtını veriyordur…
Facebook tarafınca, 87 milyon kullanıcıya ilişkin şahsi bilgilerin şahısların isteği haricinde toplanarak Cambridge Analytica isimli, 2016 Amerikan başkanlık seçimlerinde Donald Trump’ın seçim kampanyalarına yönelik çalışmalar yapan şirkete satılması büyük ses getirmişti.
Cambridge Analytica, satın aldıkları potansiyel seçmenlere ilişkin bilgileri, ellerindeki seçmen profili bilgisi ile eşleştirerek özelleştirilmiş seçim kampanyaları geliştirmek için kullandı. Tahminen de 2016 başkanlık seçimlerinde Donald Trump’ın lider olarak seçilmesi, algoritmaların bizleri kendimizden daha güzel tanıdığını gösteriyordur. Ne dersiniz?
Kazanç uğruna yapılan bir ihmalkarlık ve sönüp giden hayatlar: Boeing 737 Max kazası
Boeing 737 Max 8 tipi uçak, 2018 Ekim ve 2019 Mart ayında 5 ay ortasında iki büyük kazaya karışarak 346 kişinin ölümüne sebep olmuş ve bu büyük kazanın akabinde Türkiye de dahil olmak üzere biroldukça ülkede 2 yıl boyunca bu modelin uçuşları yasaklanmıştı. Yapılan incelemelerin akabinde, kazaya tasarımsal bir yanılgının sebep olduğu tespit edildi.
“Manevra Karakteristiği Destek Sistemi” (MCAS) ismi verilen sistemdeki sorun, Boeing yetkilileri tarafınca bilinmesine rağmen bu durum göz gerisi edilerek, kelam konusu yanılgıyı düzeltmek için bir teşebbüste bulunulmadan ilgili modelin satılmaya devam etmesi ve yetkili kurumlara hiç bir bilgilendirme yapılmaması ne yazık ki 346 kişinin vefatına sebep olan bir ihmalkarlık olarak tarihe geçti.
Bitmek bilmeyen zahmetimiz olan şarj sorunu, meğerse Apple’ın başının altından çıkmış!
Birçoğumuzu çağdaş akıllı telefonlar ile tanıştıran teknoloji devi Apple, eski model aygıtları bilinçli olarak yavaşlatmak ile suçlanmıştı.
İlk başlarda bu durumu kabul etmeyen Apple, ondan sonrasındadan bu durumu “batterygate” olarak isimlendirmiş ve eskiyen eserin daha âlâ çalışmasına imkan sağlayan bir yazılımla şuurlu olarak yavaşlatılması olarak nitelendirmiş olsa da Amerika’da açılan davanın kararında 113 milyon dolar ödemek zorunda kalmıştı.
Ben bugüne kadar ne yemişim, diye düşüneceksiniz…
Şirket içi yazışmaların ifşa olması ile büyük bir skandala karışan başka bir şirket ise Nestle. 2021 yılında çıkan haberlere bakılırsa, sızdırılan yazışmada piyasadaki içecek ve besin mamüllerinin yüzde 60’tan fazlasının sıhhat testlerinde başarısız olarak “sağlıklı” tarifine dahil edilemediği açıklandı.
İçeceklerin %96’sının, besin mamüllerinin %70’inin, şekerlemelerin ise %99’unun sıhhat testlerinde başarısız olduğu ortaya çıktı. Dünyanın en büyük besin üreticisi olan Nestle’nin sızdırılan bu yazışması, son vakit içinderdaki en büyük ifşa olarak biliniyor.
Bir şirketin, anne sütü ile girdiği yarış: Aptamil.
2013 yılında Danone, anneleri şuurlu olarak yanlış yönlendirmekle suçlandı. Türkiye’de Aptamil isimli bebek mamasının satışlarını arttırmayı hedefleyen pazarlama kampanyalarında, annelerin bebeklerini yeteri kadar emziremedikleri ya da altı aylık bebeklerin sırf anne sütü ile beslenmemesi gerektiği üzere argümanlar ile anneleri Aptamil kullanmaya teşvik etmeye çalışan Danone, bahsedilen kampanyalar yardımıyla satışlarını %15 oranında arttırmayı başarmıştı.
“Bilimi” bile satın alan sigara şirketleri ise olaya farklı bir boyut katıyor.
Büyük sigara firmaları, çabucak hemen reklam düzenlemelerinin epey katı olmadığı geçmiş senelerda yaptıkları reklamlarda sigaranın sıhhate âlâ geldiğini savunan argümanlar ile kampanyalarını desteklemekteydi. Sigara firmaları, bilhassa “doktorun önerdiği sigara”,“doktorlar Camel’ı öbür sigaralardan daha fazla tercih ediyor”, “boğazınız için yararlı” üzere önermeler ile pazarlama faaliyetlerini sürdürüyordu.
Öyle ki, 1980 yılında “astım sigarası” olarak pazarlanan bir eser bile vardı… 1950’lerde Chesterfield ve Lucky Strike tarafınca yapılan reklamlarda sigaranın sıhhate ziyanlı olmadığının bilimsel çalışmalarca kanıtlandığı bile öne sürüldü. Bilin bakalım kelam konusu bilimsel araştırma kim tarafınca finanse ediliyordu?
Bonus: Nestle bebek maması skandalı ve bebeklerin yarar uğruna umursanmamış hayatları…
Şüphesiz ki artık okullarda anlatılmaya başlanmış olan 1970 yılında yaşanan bu skandal, tahminen de Nestle’nin tarihli en kara lekelerden biri olabilir. Nestle’nin saldırgan pazarlama stratejileri ile anne sütü yerine önerdiği “süt tozu” su ile karıştırılarak mama kıvamı alan bir eserdi.
Anne ve bebekleri, raf ömrünü uzatmak emeli ile destek besini azaltılmış süt tozlarına alıştırmak için, hükümetler ile anlaşarak fakir ülkelere bir ölçü mamayı evvel fiyatsız dağıtan Nestle, hem bebeklerin anne sütünden uzaklaşmasına birebir vakitte fakir ülkelerdeki bebeklerin yetersiz beslenmesine sebep olmuştur. Yapılan araştırmalarda 1960’lı ve 1970’li senelerda Şili, Meksika, Singapur üzere ülkelerde emzirme oranlarında fazlaca önemli düşüşler görülmüştür. Günümüzde Nestle suçlamaları kabul etmemiştir.
Her biri sektöründe dünya devi sayılan ve çoğumuzun hayatında yıllar ortasında büyük bir yer edinmiş bu şirketlerin, saydamlıktan uzaklaşarak tüketicilerine ve halka söyledikları palavralardan bahsettik. Pekala ya siz madalyonun öbür yüzü hakkında ne düşünüyorsunuz?
Sektör fark etmeksizin birfazlaca dünya devi şirketin; kazanç elde etmek uğruna söylemiş olduği palavralar, çarpıttığı gerçekler ve sakladığı doğrular vakit zaman büyük skandallar yaratabiliyor.
İşte büyük palavraları ortaya çıkan markalar:
- 1. Volkswagen
- 2. Facebook
- 3. Boeing
- 4. Apple
- 5. Nestle
- 6. Danone
- 7. Sigara Firmaları
Eğer söylenen palavraları sıralayacak olursak elbet en başta 2014 yılında yaşanan Volkswagen emisyon skandalı gelir. Milletlerarası Etraf Vakfı tarafında yapılan araştırmada, Volkswagen kümesine ilişkin olan Volkswagen ve Audi marka dizel araçlardaki emisyon bedelinin olduğundan fazlaca daha düşük gösterildiği ortaya çıktı.
Gerçek emisyon bedeli ise yasal sonun tam 40 katıydı! Otomotiv sanayisinde yaşanan en büyük skandal olmaya aday bu olayın akabinde Volkswagen dünya genelinde 11 milyon, Türkiye’de ise 324.000 dizel aracı geri çağırdı.
Sosyal medyaya olan itimadımızı derinden sarsan bir olay: Facebook ve Cambridge Analytica Skandalı
Sizce toplumsal medya algoritmaları kişiyi kendinden daha uygun tanıyor olabilir mi? Tahminen de toplumsal medya kullanıcılarının inancını derinden sarsan Facebook ve Cambridge Analytica skandalı, bize bu sorunun yanıtını veriyordur…
Facebook tarafınca, 87 milyon kullanıcıya ilişkin şahsi bilgilerin şahısların isteği haricinde toplanarak Cambridge Analytica isimli, 2016 Amerikan başkanlık seçimlerinde Donald Trump’ın seçim kampanyalarına yönelik çalışmalar yapan şirkete satılması büyük ses getirmişti.
Cambridge Analytica, satın aldıkları potansiyel seçmenlere ilişkin bilgileri, ellerindeki seçmen profili bilgisi ile eşleştirerek özelleştirilmiş seçim kampanyaları geliştirmek için kullandı. Tahminen de 2016 başkanlık seçimlerinde Donald Trump’ın lider olarak seçilmesi, algoritmaların bizleri kendimizden daha güzel tanıdığını gösteriyordur. Ne dersiniz?
Kazanç uğruna yapılan bir ihmalkarlık ve sönüp giden hayatlar: Boeing 737 Max kazası
Boeing 737 Max 8 tipi uçak, 2018 Ekim ve 2019 Mart ayında 5 ay ortasında iki büyük kazaya karışarak 346 kişinin ölümüne sebep olmuş ve bu büyük kazanın akabinde Türkiye de dahil olmak üzere biroldukça ülkede 2 yıl boyunca bu modelin uçuşları yasaklanmıştı. Yapılan incelemelerin akabinde, kazaya tasarımsal bir yanılgının sebep olduğu tespit edildi.
“Manevra Karakteristiği Destek Sistemi” (MCAS) ismi verilen sistemdeki sorun, Boeing yetkilileri tarafınca bilinmesine rağmen bu durum göz gerisi edilerek, kelam konusu yanılgıyı düzeltmek için bir teşebbüste bulunulmadan ilgili modelin satılmaya devam etmesi ve yetkili kurumlara hiç bir bilgilendirme yapılmaması ne yazık ki 346 kişinin vefatına sebep olan bir ihmalkarlık olarak tarihe geçti.
Bitmek bilmeyen zahmetimiz olan şarj sorunu, meğerse Apple’ın başının altından çıkmış!
Birçoğumuzu çağdaş akıllı telefonlar ile tanıştıran teknoloji devi Apple, eski model aygıtları bilinçli olarak yavaşlatmak ile suçlanmıştı.
İlk başlarda bu durumu kabul etmeyen Apple, ondan sonrasındadan bu durumu “batterygate” olarak isimlendirmiş ve eskiyen eserin daha âlâ çalışmasına imkan sağlayan bir yazılımla şuurlu olarak yavaşlatılması olarak nitelendirmiş olsa da Amerika’da açılan davanın kararında 113 milyon dolar ödemek zorunda kalmıştı.
Ben bugüne kadar ne yemişim, diye düşüneceksiniz…
Şirket içi yazışmaların ifşa olması ile büyük bir skandala karışan başka bir şirket ise Nestle. 2021 yılında çıkan haberlere bakılırsa, sızdırılan yazışmada piyasadaki içecek ve besin mamüllerinin yüzde 60’tan fazlasının sıhhat testlerinde başarısız olarak “sağlıklı” tarifine dahil edilemediği açıklandı.
İçeceklerin %96’sının, besin mamüllerinin %70’inin, şekerlemelerin ise %99’unun sıhhat testlerinde başarısız olduğu ortaya çıktı. Dünyanın en büyük besin üreticisi olan Nestle’nin sızdırılan bu yazışması, son vakit içinderdaki en büyük ifşa olarak biliniyor.
Bir şirketin, anne sütü ile girdiği yarış: Aptamil.
2013 yılında Danone, anneleri şuurlu olarak yanlış yönlendirmekle suçlandı. Türkiye’de Aptamil isimli bebek mamasının satışlarını arttırmayı hedefleyen pazarlama kampanyalarında, annelerin bebeklerini yeteri kadar emziremedikleri ya da altı aylık bebeklerin sırf anne sütü ile beslenmemesi gerektiği üzere argümanlar ile anneleri Aptamil kullanmaya teşvik etmeye çalışan Danone, bahsedilen kampanyalar yardımıyla satışlarını %15 oranında arttırmayı başarmıştı.
“Bilimi” bile satın alan sigara şirketleri ise olaya farklı bir boyut katıyor.
Büyük sigara firmaları, çabucak hemen reklam düzenlemelerinin epey katı olmadığı geçmiş senelerda yaptıkları reklamlarda sigaranın sıhhate âlâ geldiğini savunan argümanlar ile kampanyalarını desteklemekteydi. Sigara firmaları, bilhassa “doktorun önerdiği sigara”,“doktorlar Camel’ı öbür sigaralardan daha fazla tercih ediyor”, “boğazınız için yararlı” üzere önermeler ile pazarlama faaliyetlerini sürdürüyordu.
Öyle ki, 1980 yılında “astım sigarası” olarak pazarlanan bir eser bile vardı… 1950’lerde Chesterfield ve Lucky Strike tarafınca yapılan reklamlarda sigaranın sıhhate ziyanlı olmadığının bilimsel çalışmalarca kanıtlandığı bile öne sürüldü. Bilin bakalım kelam konusu bilimsel araştırma kim tarafınca finanse ediliyordu?
Bonus: Nestle bebek maması skandalı ve bebeklerin yarar uğruna umursanmamış hayatları…
Şüphesiz ki artık okullarda anlatılmaya başlanmış olan 1970 yılında yaşanan bu skandal, tahminen de Nestle’nin tarihli en kara lekelerden biri olabilir. Nestle’nin saldırgan pazarlama stratejileri ile anne sütü yerine önerdiği “süt tozu” su ile karıştırılarak mama kıvamı alan bir eserdi.
Anne ve bebekleri, raf ömrünü uzatmak emeli ile destek besini azaltılmış süt tozlarına alıştırmak için, hükümetler ile anlaşarak fakir ülkelere bir ölçü mamayı evvel fiyatsız dağıtan Nestle, hem bebeklerin anne sütünden uzaklaşmasına birebir vakitte fakir ülkelerdeki bebeklerin yetersiz beslenmesine sebep olmuştur. Yapılan araştırmalarda 1960’lı ve 1970’li senelerda Şili, Meksika, Singapur üzere ülkelerde emzirme oranlarında fazlaca önemli düşüşler görülmüştür. Günümüzde Nestle suçlamaları kabul etmemiştir.
Her biri sektöründe dünya devi sayılan ve çoğumuzun hayatında yıllar ortasında büyük bir yer edinmiş bu şirketlerin, saydamlıktan uzaklaşarak tüketicilerine ve halka söyledikları palavralardan bahsettik. Pekala ya siz madalyonun öbür yüzü hakkında ne düşünüyorsunuz?
- Kaynaklar: Business, Yahoo Finance, Business Insider, The Daily Beast