Amerika’nın en popüler romancılarından biri olarak kabul edilen ve günümüzün en ünlü ve başarılı yazarlarından biri olan Dean Ray Koontz, verdiği uzun aradan sonra Sessiz Köşe (The Silent Corner) isimli kitabıyla bestseller listelerinde tekrar zirveye çıkmaya başladı. Amerika’da Haziran ayında çıkan Sessiz Köşe Dean Koontz imzalı kitabın çevirisi Cem Özdemir tarafından yapıldı.
SESSİZ KÖŞE DEAN KOONTZ İNCELEME
Korku ve gerilim filmlerinin yazarı Dean Koontz’ın uzun zamandır beklenen romanı nihayet çıktı. Jane Hawk serisinin üçüncü kitabı olan Sessiz Köşe (The Silent Corner), Eğri Merdiven (Crooked Staircase) ve Fısıldayan Oda (The Whispering Room) kitaplarının devamıdır. 5 kitaptan oluşan Frankestein serisini beğenenlerin bu kitabı da seveceklerini düşünüyorum.
Kitapta bahsedilen”sessiz köşe” terimi ile, şebekeden uzakta olan ve herhangi bir teknolojiyle izlenemeyen, ancak özgürce dolaşabilen ve interneti kullanabilen birinin varlığı ifade ediliyor. Bu kişi tabi ki Koontz’un romanının kahramanı olan FBI ajanı Jane Hawk’tır.
Hawk, kocasının ölümüyle başlayan intihar saldırılarını soruşturmak için uğraşır. Kocasının bir komploya kurban gittiğinden şüphelenen Jane, olayların daha derinine inmeye karar verir. Bilim ve gizemin aksiyon ve aile dramasıyla harmanlandığı kitapta, hikayenin nereye gideceğini tahmin etmek oldukça zor. Kitaptaki karakterlerin bir kısmı duygularını yönetemeyen kusurlu insanlardır. Bu kusurlar onların hareketlerine de yansır. Koontz, sürükleyici anlatımıyla okuru kendine bağlarken, nefes kesen yeni serilerin varlığını da vaat ediyor.
Fısıldayan Oda kitabından sonra gelen Sessiz Köşe kitabında farklı bir hikaye anlatılmıyor. Bu durum, yeni maceralar bekleyen okurları biraz hayal kırıklığına uğratacak gibi görünüyor. Kitabın ana kurgusu, Hawk’ın meydana gelecek felaketi durdurmak için izlediği yol üzerine tasarlanmış.
Koontz, bu yeni kitabında şaşkınlık yaratan bazı ölümlerin cevaplarını bulmak için sahtekarlık yapmaya zorlanan bir FBI ajanının korkunç ve gerilim dolu maceralarını konu alıyor. Kısa bölümlerle dolu hikayeyi okurken gerilmemek mümkün değil.
Deniz albayı olan kocasının şaşkınlık yaratan intiharı üzerine yaşadığı keder ve korku, FBI ajanı Jane Hawk’ı cevap aramaya iter. Nick’in ölümü hakkında hiçbir şey mantıklı değildir. Jane, bu olayı irdelemeye başladıkça intiharlarda rahatsız edici bir artış olduğunu fark eder ve daha derinlere inmeye başlar.
SESSİZ KÖŞE DEAN KOONTZ İNCELEME
Korku ve gerilim filmlerinin yazarı Dean Koontz’ın uzun zamandır beklenen romanı nihayet çıktı. Jane Hawk serisinin üçüncü kitabı olan Sessiz Köşe (The Silent Corner), Eğri Merdiven (Crooked Staircase) ve Fısıldayan Oda (The Whispering Room) kitaplarının devamıdır. 5 kitaptan oluşan Frankestein serisini beğenenlerin bu kitabı da seveceklerini düşünüyorum.
Kitapta bahsedilen”sessiz köşe” terimi ile, şebekeden uzakta olan ve herhangi bir teknolojiyle izlenemeyen, ancak özgürce dolaşabilen ve interneti kullanabilen birinin varlığı ifade ediliyor. Bu kişi tabi ki Koontz’un romanının kahramanı olan FBI ajanı Jane Hawk’tır.
Hawk, kocasının ölümüyle başlayan intihar saldırılarını soruşturmak için uğraşır. Kocasının bir komploya kurban gittiğinden şüphelenen Jane, olayların daha derinine inmeye karar verir. Bilim ve gizemin aksiyon ve aile dramasıyla harmanlandığı kitapta, hikayenin nereye gideceğini tahmin etmek oldukça zor. Kitaptaki karakterlerin bir kısmı duygularını yönetemeyen kusurlu insanlardır. Bu kusurlar onların hareketlerine de yansır. Koontz, sürükleyici anlatımıyla okuru kendine bağlarken, nefes kesen yeni serilerin varlığını da vaat ediyor.
Fısıldayan Oda kitabından sonra gelen Sessiz Köşe kitabında farklı bir hikaye anlatılmıyor. Bu durum, yeni maceralar bekleyen okurları biraz hayal kırıklığına uğratacak gibi görünüyor. Kitabın ana kurgusu, Hawk’ın meydana gelecek felaketi durdurmak için izlediği yol üzerine tasarlanmış.
Koontz, bu yeni kitabında şaşkınlık yaratan bazı ölümlerin cevaplarını bulmak için sahtekarlık yapmaya zorlanan bir FBI ajanının korkunç ve gerilim dolu maceralarını konu alıyor. Kısa bölümlerle dolu hikayeyi okurken gerilmemek mümkün değil.
Deniz albayı olan kocasının şaşkınlık yaratan intiharı üzerine yaşadığı keder ve korku, FBI ajanı Jane Hawk’ı cevap aramaya iter. Nick’in ölümü hakkında hiçbir şey mantıklı değildir. Jane, bu olayı irdelemeye başladıkça intiharlarda rahatsız edici bir artış olduğunu fark eder ve daha derinlere inmeye başlar.