Film; özgürlük, anı yaşamak ve farkındalık temalarını etkileyici bir biçimde işlemiştir. Latince “Carpe Diem” yani “yaşadığın günü kavra” kavramını sık sık gördüğümüz sinemada, edebiyat öğretmeni olan John Keating bu mevzuda öğrencilerini “Gelecekte bir çiçeğe gübre olacağız.” kelamlarıyla uyarıyor.
Hayal kurmanın özgürlük getireceğini söyleyen Bay Keating, insanların yalnızca hayallerinde özgürlüğe ulaşacağını bizlere aktarıyor. Bu alışılmadık öğretmen, dünyaya farklı açılardan bakmamız konusunda bir yol göstericidir. Özgüven konusunda zahmetlerle boğuşan lakin kendinin farkına varamayan öğrencisi Anderson’u Freud’un özgür çağrışım terapisiyle motive etmeye çabalıyor. Keating, sahiden inandığımız şeylere sahip çıkmamız gerektiğini hatta bu inandığımız şeylere canımız kıymetine bağlılık göstermemizi öğütlüyor.
Müfredat bağlılığının ve yanlış müfredatın hayallerimizle ve umutlarımızla önüne geçmemiz gerekliliğini anlatan sinema, bu istikametiyle güya Türkiye’nin günümüzdeki eğitim sistemini eleştirel bir yaklaşımla pahalandırıyor. Sistemin sorgulanması halinde sisteminde bizleri sorgulayacağını ve tahminen de sistem dışına itileceğimizi söyleyen sinemada, imtihanın önünde hayallerini yaşamaya çalışan bir öğrencinin intiharını görmekteyiz.
Sorunları çözmenin en kolay yolu sorunun kaynağına inmek olduğu belirten sinema, bu tarafıyla ruhsal yaklaşımları işaret ediliyor olabilir. Hakikaten öğrencisi Anderson’un şuur dünyasına inen Bay Keeating, onun gerçek dünyasını ortaya koymasını ve kendini gerçekleştirme yolunda emin adımlar atmasını sağlamıştır.
Hayal kurmanın özgürlük getireceğini söyleyen Bay Keating, insanların yalnızca hayallerinde özgürlüğe ulaşacağını bizlere aktarıyor. Bu alışılmadık öğretmen, dünyaya farklı açılardan bakmamız konusunda bir yol göstericidir. Özgüven konusunda zahmetlerle boğuşan lakin kendinin farkına varamayan öğrencisi Anderson’u Freud’un özgür çağrışım terapisiyle motive etmeye çabalıyor. Keating, sahiden inandığımız şeylere sahip çıkmamız gerektiğini hatta bu inandığımız şeylere canımız kıymetine bağlılık göstermemizi öğütlüyor.
Müfredat bağlılığının ve yanlış müfredatın hayallerimizle ve umutlarımızla önüne geçmemiz gerekliliğini anlatan sinema, bu istikametiyle güya Türkiye’nin günümüzdeki eğitim sistemini eleştirel bir yaklaşımla pahalandırıyor. Sistemin sorgulanması halinde sisteminde bizleri sorgulayacağını ve tahminen de sistem dışına itileceğimizi söyleyen sinemada, imtihanın önünde hayallerini yaşamaya çalışan bir öğrencinin intiharını görmekteyiz.
Sorunları çözmenin en kolay yolu sorunun kaynağına inmek olduğu belirten sinema, bu tarafıyla ruhsal yaklaşımları işaret ediliyor olabilir. Hakikaten öğrencisi Anderson’un şuur dünyasına inen Bay Keeating, onun gerçek dünyasını ortaya koymasını ve kendini gerçekleştirme yolunda emin adımlar atmasını sağlamıştır.