Bu, Ahr Vadisi'ndeki felaketi (aslında şu anda çok yaygın olan tüm su felaketlerini) akla getiren devasa bir yağmurla, sağanak yağmurla başlıyor. Elisabeth Stiller-Henley (bu romanın iki isimli ana karakteri, “Montanalı bir müzisyen” ile evli, ancak büyük ölçüde sessiz bir rol oynayacak) güneş hâlâ parlarken bir süpermarkete gitti.
Şimdi otoparkta duruyor, arabada oturuyor ve sağanak yağmur altında telefonla konuşan sokağın karşısındaki limuzin sürücüsünü izliyor. Daha sonra geri dönüp uzaklaşıyor, görünüşe göre iki büyük çantayı unutuyor. Bir süre sonra Elisabeth dışarı çıkar, çantaları arabasına koyar ve evine doğru yola çıkar; evin sadece yarısı oradadır, geri kalanı sel suları tarafından yıkılmıştır. Annesi her zaman pencereden nehre bakmayı severdi, ne ironi.
Şimdi otoparkta duruyor, arabada oturuyor ve sağanak yağmur altında telefonla konuşan sokağın karşısındaki limuzin sürücüsünü izliyor. Daha sonra geri dönüp uzaklaşıyor, görünüşe göre iki büyük çantayı unutuyor. Bir süre sonra Elisabeth dışarı çıkar, çantaları arabasına koyar ve evine doğru yola çıkar; evin sadece yarısı oradadır, geri kalanı sel suları tarafından yıkılmıştır. Annesi her zaman pencereden nehre bakmayı severdi, ne ironi.