semaver
New member
Günümüzde fotoğraf çekmek gayet kolay bir hal aldı. Telefonumuzu çıkarıyoruz ve birkaç saniye hatta salise ortasında en kaliteli biçimde manzarayı telefonumuza kaydediyoruz. Natürel ki akıllı telefonlar, dijital fotoğraf makineleri üretilmedilk evvel durum bu biçimde değildi.
seneler evvel fotoğraflar sinema üzerine çekiliyor, daha sonrasında bastırılıyordu. Bu alanın öncüsü de yazımıza mevzu olan Kodak firmasıydı. Lakin yıllar geçti, dünya daha da dijitalleşmeye başladı ve fotoğrafçılığın efsanesi Kodak bu duruma ayak uyduramadı. Sözün tam manasıyla doruktan tabanı gördü.
Kodak, sırf fotoğrafçılık alanında değil kitle irtibat konusunda yani pazarlama ve reklamcılıkta pek başarılı bir şirketti.
1890’larda insanların rahatlıkla satın alabileceği ve kullanabileceği ilk fotoğraf makinelerini Kodak üretti. bununla birlikte dünya çapında en hayli bilinen markaların başında geliyordu.
Ancak ortaya çıkanlara bakılırsa Kodak’ın iflasının tek niçini dijital alandaki başarısızlığı değildi. Evet dijital alanda geç kalmış olması en önemli sebeplerden bir tanesiydi lakin bu olaya gelene kadar şirketin tarihinde yaşanan bir epey kırılma noktası bu durumun daha da hızlanmasına niye oldu.
Öncelikle bu kırılma noktalarına yani Kodak’ın tarihine kısa bir göz atalım.
1880 yılında Kodak’ın kurucusu George Eastman, birinci kuru tip fotoğraf banyo ekipmanlarını üretmeye başladı. Bu işteki muvaffakiyetini fark eden iş adamı Henry A. Strong, Eastman’a yatırım yaptı ve ikili 1881 yılında Eastman Dry Plate Company isimli bir paydaşlık kurdu.
1884 yılında daha da büyüyen iştirak, 14 hissedarlı yeni bir şirkete yani Eastman Dry Plate and Sinema Company’ye evrildi. 1886’da birinci transparan fotoğraf sinemasını geliştiren Eastman, 1888 yılında ilk el kamerasını geliştirdi.
“Siz düğmeye basın, biz gerisini hallederiz” sloganıyla fotoğrafçılık dünyasına süratli giriş yapan Kodak’ın ismi da tıpkı yıl tescillendi.
George Eastman ve Thomas Edison
Şirket, Edison’ın sinema kamerasının çalışmasında büyük hisse sahibi olan şeffaf sineması icat ederek başarısına muvaffakiyet kattı.
Tarihte bilinen birinci röntgen 1895 yılında Wilhelm Röntgen tarafınca Kodak sinema ile çekildi. Akabinde Kodak, ışınım ölçüsünü belirleyebilen sinema üretti ve bu biçimdece çağdaş röntgenin icat edilmesine de önayak olmuş oldu.
1990 yılında ise 1 dolara satılan ve askerler için üretilen meşhur Brownie kameraları piyasaya sürüldü.
bu biçimdece ferdi fotoğrafçılık yayılmaya başlamış oldu.
Buradan daha sonra yazıyı daha uzun tutmamak ismine yaşanan kıymetli gelişmeleri kronolojik sırayla vereceğiz.
Yaklaşık 10-15 yıllık sessizliğin akabinde Kodak dijital fotoğrafçılık alanında araştırma ve geliştirme yapmak için beş milyar dolara yakın yatırım yaptı. 1986 yılında elde taşınabilen kameralarda kulanılabilir büyüklükte 1.4 milyon piksel çozünürlüğe sahip dünyanın birinci megapiksel fotoğraf sensörünü geliştirdi.
1996 yılına gelindiğinde Interbrand, Kodak’ın Disney, Coca-Cola ve McDonald’s üzere devlerin akabinde dünyadaki en bedelli dördüncü marka olduğu belirtildi.
İşler yolunda gidiyor üzere görünüyordu lakin art planda hiç de o denli değildi.
1990’lar ve 2000’lerin başında dijitalleşen dünyaya geç kalındığı için rakip firmalar daha da büyümeye başladı. 2004 yılında ise şirketin satışları ve karları düşüşe geçmeye başladı. 2009 yılına gelindiğinde şirket OLED LG’ye satıldı. EasyShare ismi verilen dijital fotoğraf makinesi ve yazıcı serisi beğeni topladı lakin beklenen muvaffakiyet elde edilemedi.
Bunun kararında da 2012 yılında şirket iflas müracaatında bulundu.
Kodak’ın 1990’lara kadar altın çağını yaşayıp 1996’dan daha sonra büyük bir düşüş yaşamasının en büyük niçini üstte da belirttiğimiz üzere dijital fotoğrafçılık alanında kuvvetli firmaların büyümesi ve kendilerini geliştirmesiydi.
Yani Kodak, dijital fotoğrafçılık alanında birincisi başarmak varken geleceğin yanlış planlanması kararından birden tepetaklak olmayı seçti diyebiliriz. Durumu toparlamak için çeşitli adımlar atılsa da marka, toplam 6,7 milyar dolar borçla 2012 yılında iflas başvurusu yaptı.
Şirket günümüzde borcunu değerli ölçüde azalttı ve dijital baskı, baskı sistemleri, fotoğraf ekipmanları üzere biroldukça ürünle ayakta kalmaya devam ediyor.
seneler evvel fotoğraflar sinema üzerine çekiliyor, daha sonrasında bastırılıyordu. Bu alanın öncüsü de yazımıza mevzu olan Kodak firmasıydı. Lakin yıllar geçti, dünya daha da dijitalleşmeye başladı ve fotoğrafçılığın efsanesi Kodak bu duruma ayak uyduramadı. Sözün tam manasıyla doruktan tabanı gördü.
Kodak, sırf fotoğrafçılık alanında değil kitle irtibat konusunda yani pazarlama ve reklamcılıkta pek başarılı bir şirketti.
1890’larda insanların rahatlıkla satın alabileceği ve kullanabileceği ilk fotoğraf makinelerini Kodak üretti. bununla birlikte dünya çapında en hayli bilinen markaların başında geliyordu.
Ancak ortaya çıkanlara bakılırsa Kodak’ın iflasının tek niçini dijital alandaki başarısızlığı değildi. Evet dijital alanda geç kalmış olması en önemli sebeplerden bir tanesiydi lakin bu olaya gelene kadar şirketin tarihinde yaşanan bir epey kırılma noktası bu durumun daha da hızlanmasına niye oldu.
Öncelikle bu kırılma noktalarına yani Kodak’ın tarihine kısa bir göz atalım.
1880 yılında Kodak’ın kurucusu George Eastman, birinci kuru tip fotoğraf banyo ekipmanlarını üretmeye başladı. Bu işteki muvaffakiyetini fark eden iş adamı Henry A. Strong, Eastman’a yatırım yaptı ve ikili 1881 yılında Eastman Dry Plate Company isimli bir paydaşlık kurdu.
1884 yılında daha da büyüyen iştirak, 14 hissedarlı yeni bir şirkete yani Eastman Dry Plate and Sinema Company’ye evrildi. 1886’da birinci transparan fotoğraf sinemasını geliştiren Eastman, 1888 yılında ilk el kamerasını geliştirdi.
“Siz düğmeye basın, biz gerisini hallederiz” sloganıyla fotoğrafçılık dünyasına süratli giriş yapan Kodak’ın ismi da tıpkı yıl tescillendi.
George Eastman ve Thomas Edison
Şirket, Edison’ın sinema kamerasının çalışmasında büyük hisse sahibi olan şeffaf sineması icat ederek başarısına muvaffakiyet kattı.
Tarihte bilinen birinci röntgen 1895 yılında Wilhelm Röntgen tarafınca Kodak sinema ile çekildi. Akabinde Kodak, ışınım ölçüsünü belirleyebilen sinema üretti ve bu biçimdece çağdaş röntgenin icat edilmesine de önayak olmuş oldu.
1990 yılında ise 1 dolara satılan ve askerler için üretilen meşhur Brownie kameraları piyasaya sürüldü.
bu biçimdece ferdi fotoğrafçılık yayılmaya başlamış oldu.
Buradan daha sonra yazıyı daha uzun tutmamak ismine yaşanan kıymetli gelişmeleri kronolojik sırayla vereceğiz.
- 1917 – Havadan fotoğraf çekebilen birinci makineler ve kırılmaz mercekler geliştirildi.
- 1935 – Amatör anlamda birinci renkli fotoğraf filmleri geliştirildi.
- 1959 – Kodak, kullanıcı sayısının 100 bini aştığını deklare etti.
- 1962 – Uzaya çıkan birinci astronotlar, Dünya’nın fotoğraflarını Kodak’ın fotoğraf makineleriyle çekti. Bu sayede şirketin ABD’deki satışları milyar doları aştı.
- 1963 – Instamatic olarak bilinen ve filmleri basitçe değiştirilebilen fotoğraf makineleri piyasaya sürüldü. 1970’lere kadar yaklaşık 50 milyon satıldığı belirtildi.
- 1972 – Instamatic makineler cebe sığacak kadar küçük hale getirildi.
- 1975 – Kodak’ta mühendis olarak çalışan Steve Sasson, birinci dijital fotoğraf makinesini icat etti. Lakin şirket, hem sinemalı fotoğraf makinesi alanında dünya başkanı olduğu için tıpkı vakitte bu süratle gelişen teknolojinin epey ileri gideceğini düşünmedikleri için bu icadı piyasaya sürmedi.
Yaklaşık 10-15 yıllık sessizliğin akabinde Kodak dijital fotoğrafçılık alanında araştırma ve geliştirme yapmak için beş milyar dolara yakın yatırım yaptı. 1986 yılında elde taşınabilen kameralarda kulanılabilir büyüklükte 1.4 milyon piksel çozünürlüğe sahip dünyanın birinci megapiksel fotoğraf sensörünü geliştirdi.
1996 yılına gelindiğinde Interbrand, Kodak’ın Disney, Coca-Cola ve McDonald’s üzere devlerin akabinde dünyadaki en bedelli dördüncü marka olduğu belirtildi.
İşler yolunda gidiyor üzere görünüyordu lakin art planda hiç de o denli değildi.
1990’lar ve 2000’lerin başında dijitalleşen dünyaya geç kalındığı için rakip firmalar daha da büyümeye başladı. 2004 yılında ise şirketin satışları ve karları düşüşe geçmeye başladı. 2009 yılına gelindiğinde şirket OLED LG’ye satıldı. EasyShare ismi verilen dijital fotoğraf makinesi ve yazıcı serisi beğeni topladı lakin beklenen muvaffakiyet elde edilemedi.
Bunun kararında da 2012 yılında şirket iflas müracaatında bulundu.
Kodak’ın 1990’lara kadar altın çağını yaşayıp 1996’dan daha sonra büyük bir düşüş yaşamasının en büyük niçini üstte da belirttiğimiz üzere dijital fotoğrafçılık alanında kuvvetli firmaların büyümesi ve kendilerini geliştirmesiydi.
Yani Kodak, dijital fotoğrafçılık alanında birincisi başarmak varken geleceğin yanlış planlanması kararından birden tepetaklak olmayı seçti diyebiliriz. Durumu toparlamak için çeşitli adımlar atılsa da marka, toplam 6,7 milyar dolar borçla 2012 yılında iflas başvurusu yaptı.
Şirket günümüzde borcunu değerli ölçüde azalttı ve dijital baskı, baskı sistemleri, fotoğraf ekipmanları üzere biroldukça ürünle ayakta kalmaya devam ediyor.